Tükenmişlik Değil, Görülmek İhtiyacı
Annelik, dünyanın en özel rollerinden biri. Ancak bazen bu rolün içinde kaybolmak mümkün. Özellikle her şeyin “doğru yapılması” gerektiğine inanan, çocuğunun her ihtiyacını önceleyen ve kendi duygularını sürekli erteleyen anneler, bir süre sonra adı konulamayan bir yorgunluk hissiyle karşı karşıya kalabiliyor. İşte bu noktada karşımıza çıkan bir kavram var: Yorgun Anne Sendromu.
Tükenmişlikten Farkı Ne?
Tükenmişlik, genellikle uzun süreli stresin bir sonucu olarak enerjinin ve motivasyonun tükenmesi durumudur. Ancak Yorgun Anne Sendromu, sadece stresle ilgili değildir. Bu daha çok:
- Sürekli tetikte olma hali
- Sürekli “yetmiyor muyum?” hissi
- Görülmemek, takdir edilmemek
- Kendini suçlama ve yetersizlik düşünceleri
- Duygusal yalnızlık
gibi görülmeme ve anlaşılmama temelli bir duygusal yıpranmadır.
👩👧
Annelik Rollerine Sıkışmak
Toplum annelikle ilgili beklentileri çok yüksekte tutar. “Sabırlı olmalı”, “Kızmamalı”, “Hep güçlü kalmalı” gibi görünmez kurallarla anneler adeta hiç hata yapmaması gereken süper kahramanlar haline getirilir. Oysa anne de bir insandır: Yorulur, üzülür, yalnız kalmak ister, destek bekler.
Ancak ne yazık ki birçok anne duygularını bastırır çünkü “çocuğumun yanında güçlü olmalıyım” düşüncesi ağır basar. Bu da zamanla içsel yorgunluğu artırır.
💬
Bu Sendromun Sessiz Cümleleri:
- “Kimse benim ne hissettiğimi sormuyor.”
- “Sürekli verecek bir şeyim var ama almaya vaktim yok.”
- “Bir gün bile sadece kendim için yaşamak istiyorum.”
- “Kızmak istemiyorum ama sabrım kalmadı.”
Bu cümleler bir annenin tükenmiş değil, görülmek isteyen biri olduğunu gösterir.
🧸
Oyun Terapisinin Buradaki Yeri Ne?
Oyun terapisi genellikle çocuklarla ilişkilendirilir. Ama aslında çocukla çalışan her ebeveynin iç dünyasına da dokunur.
Çünkü çocuk oyunda ne kadar özgürse, anne de oyun yoluyla çocuğunu anlamada daha rahat hisseder.
Çocukların duygusal sinyallerini okumayı öğrenen bir anne, kendi ihtiyaçlarını da görmeye başlar.
Bu da sadece çocuğa değil, anneye de iyileşme alanı yaratır.
🌱
Peki Ne Yapmalı?
- İzin ver kendine: Her duygunun bir nedeni var. Kendini suçlamadan hisset.
- Destek al: Danışman, psikolog ya da sadece anlayan bir anne arkadaşı bile fark yaratır.
- Günlük 10 dakika “ben zamanı” oluştur: Sessizlik, kahve, kitap, yürüyüş… Ama seninle ilgili olsun.
- Mükemmel değil, yeterli anne olmayı kabul et: Çocuğun, robot değil, gerçek bir anneye ihtiyaç duyar.
💛
Unutma: Güçlü olmak, yorulmamak demek değildir.
Bazen “yoruldum” diyebilmek, çocuğuna vereceğin en güçlü örnektir.
Çünkü çocuklar, duygularını bastıran değil, onları tanıyıp ifade edebilen bir anneyle büyüyerek duygusal olgunluk kazanırlar.