
Bir oyun terapisti, özellikle çocuklarla çalışırken, hem profesyonel hem de duygusal açıdan oldukça donanımlı olmalı. İşte iyi bir oyun terapistinin çocukla ilişkisinde sahip olması gereken bazı önemli özellikler:
🧸 1. Güven Veren Bir Tavır
- Çocuk, terapistin yanında kendini güvende hissetmeli. Bu yüzden terapist, yargılamayan, sakin ve kabul edici bir tutum sergilemeli.
- İlk izlenim çok önemli: çocuk terapisti sıcak, anlayışlı ve “tehdit etmeyen” biri olarak algılamalı.
🎨 2. Oyunun Dilinden Anlamak
- Terapist, oyunu bir iletişim aracı olarak kullanabilmeli.
- Çocuğun oyun içinde verdiği mesajları anlayıp bunları uygun şekilde yorumlayabilmeli.
- Gerekirse çocuğun hayal gücüne katılarak onun dünyasına “konuk” olmalı.
🧠 3. Sabırlı ve Esnek Olmak
- Çocuklar duygularını hemen ifade etmeyebilir. Terapistin sabırlı olması gerekir.
- Her çocuk farklıdır, bu yüzden sabit bir yöntemle değil, çocuğa göre esneyen bir yaklaşımla çalışılmalı.
💬 4. Aktif Dinleme Becerisi
- Çocuk konuşmasa bile davranışlarını, oyundaki tercihlerine kadar her şeyi dikkatle izlemeli.
- Göz teması, uygun geri bildirimler ve yumuşak bir ses tonu önemli.
❤️ 5. Duygusal Zekâ
- Terapist, çocuğun duygularını sezebilmeli ve ona uygun bir şekilde yaklaşabilmeli.
- Aynı zamanda kendi duygularını da iyi yönetmeli; özellikle travma ya da zorlayıcı hikâyeler karşısında.
🧑⚕️ 6. Etik ve Profesyonellik
- Gizliliğe saygı göstermeli.
- Aileyle iletişimde açık ve profesyonel olmalı, ama çocuğun sırlarını ifşa etmeden bunu başarmalı.
🎭 Oyun Terapisi Seansı – Örnek Senaryo
Katılımcılar:
👩⚕️ Terapist (T)
🧒 Çocuk (Ç) – 6 yaşında, adı “Ali”
(Oyun odasında çeşitli oyuncaklar var: kuklalar, hayvan figürleri, arabalar, legolar, oyun hamurları, resim kağıtları vs.)
T: (Yumuşak bir sesle) Merhaba Ali, burası senin oynayabileceğin özel bir oda. Burada istediğin gibi oyun oynayabilirsin. Ne yapmak istersin?
Ç: (Bir süre etrafına bakar, sessiz) Arabaları alabilir miyim?
T: Tabii ki. Hepsi senin için burada. İstersen beraber oynayabiliriz ya da sen tek başına da oynayabilirsin.
Ç: (İki arabayı alır, biri büyük biri küçük) Bu büyük olan hep küçük olana çarpıyor… (arabaları çarpıştırır)
T: Hmm… Büyük araba küçük olana çarpıyor. Küçük araba ne hissediyor sence?
Ç: Korkuyor… kaçamıyor çünkü.
T: Kaçamıyor… belki de küçük araba kendini yalnız hissediyor. Yanında kimse yokmuş gibi.
Ç: Evet, çünkü arkadaşları başka şehirde…
T: Hımm… demek küçük arabanın arkadaşları uzaklara gitmiş. O yüzden burada yalnız ve biraz da korkuyor olabilir mi?
Ç: (Başını sallar) Benim gibi.
T: (Nazikçe gülümser) Senin gibi… Biliyor musun Ali, bu oda senin duygularını paylaşabileceğin bir yer. Ben buradayım ve seni dinlemek için buradayım.
🎯 Bu Oyunda Ne Oldu?
- Terapist, çocuğun seçtiği oyuna katılmadan önce gözlemledi.
- Çocuğun yönlendirmesine göre oyun şekillendi.
- Oyundaki sembolik anlatım (arabalar) üzerinden çocuğun duyguları yavaş yavaş gün yüzüne çıktı.
- Terapist, yargılamadan ve doğrudan soru sormadan çocuğun iç dünyasına yumuşakça temas etti.